COVID-19 Pandemisi Bizi Erken Mi Yaşlandırdı? Neden Hepimiz Yorgun Hissediyoruz?
top of page
Ara

COVID-19 Pandemisi Bizi Erken Mi Yaşlandırdı? Neden Hepimiz Yorgun Hissediyoruz?



COVID-19 pandemisinin iki yıl önce hayatımıza girmesiyle birlikte hepimiz evlere kapandık. Fiziksel mesafe ve karantina uygulaması, çoğu kişinin hayal bile edemeyeceği, belki de yalnızca filmlerde olacağını düşündüğü bir deneyim oldu. Ruh sağlığı ve bağımlılık sorunları arttı, işler kaybedildi ve trajik bir şekilde milyonlarca insan hayatını kaybetti.


Fakat pandeminin ilk gününden bu yana epey bir yol kat ettik. Aşıların bulunması, vaka sayılarının ve ölüm oranlarının azalması ile tüm kısıtlamalar hafifledi ve “yeni normal” hayata geçiş yaptık. Peki tüm bunlara rağmen neden kendimizi hala bitkin ve yorgun hissediyoruz?


Daha önce hiç pandemi öncesindeki neşeli halinizi kaybettiğinizi, belki de pandeminin sizi erken yaşlandırdığını düşündünüz mü? Uzmanların “COVID-19 karantina yorgunluğu” olarak adlandırdığı bu durum, “dikkat yorgunluğu” olarak bilinen olgunun modern bir versiyonudur. Bu, bedeninizin ve zihninizin, içinde bulunduğunuz tehlike duygusundan ve bunun neden olduğu sürekli stresten bıkarak kayıtsız olmanıza veya iyi kararlar alamamanıza neden olduğu bir ruh halidir.


Karantina Yorgunluğu

Toplum Psikiyatrisi PRIDE direktörü Dr. Marques, “Karantina yorgunluğu kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak, COVID-19'un yayılmasını yavaşlatmak için benimsenen yeni kısıtlayıcı yaşam tarzıyla ilişkili yorgunluk olarak tanımlanır.” diyor.


Bu bitkinlik insanlar tarafından farklı şekillerde deneyimlenebilir, ancak semptomlar şunları içerebilir:


● Gergin, sinirli veya endişeli hissetmek

● Kişiler arası çatışma

● Motivasyon kaybı veya azalan üretkenlik

● Yarış düşünceleri

● Yeme veya uyku alışkanlıklarındaki değişiklikler

● Sosyal geri çekilme


Başa Çıkmak İçin İpuçları

Peki karantina yorgunluğunun üstesinden gelmek için ne yapabiliriz? Dr. Marques ve Mass General Psikiyatri Bölümü üyeleri aşağıdaki ipuçlarını sunuyorlar:


Farkındalık Pratiği: Farkındalık, bazılarına normal bir uygulama gibi gelmese de, stresi yönetmeye ve aslında beyninizi değiştirmeye yardımcı olabilecek etkili bir stratejidir. Farkındalık, içinde var olduğunuz anda mevcut, maksatlı ve yargısız olmaktır. Zamanla, farkındalık pratiği dikkatte önemli bir rol oynayan prefrontal korteksimizdeki bağlantıları aktive edebilir ve hatta güçlendirebilir.


Beslenme, Uyku ve Egzersiz: Doğru beslenme, günde en az 30 dakika egzersiz yapmak ve her gece yedi ila sekiz saat uyumak, ruh sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz üzerinde önemli etkilere sahiptir ve hafızamızı ve konsantrasyonumuzu geliştirmeye yardımcı olur.


Başkalarıyla Bağlantı Kurma: Arkadaşlarımızdan ve sevdiklerimizden fiziksel olarak uzak durmamız gerekebilirken, sosyal olarak uzak olmamız gerekmez. Mass General'deki Psikodinamik Terapi ve Araştırma Merkezi Direktörü Robert Waldinger, 75 yıllık bir mutluluk araştırmasının ne kadar mutlu ve sağlıklı olduğunuzun en önemli göstergelerinden birinin ilişkilerinizin kalitesi olduğunu gösterdiğini söylüyor. Kendinizi dış dünyaya soyutlamayın.


Kaynaklar ve İleri Okuma


bottom of page