top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıİzel Yıkılmaz

Sadece Bir Saat Erken Uyanmanın Depresyon Riskini Azalttığı Kanıtlandı


Normalde uyanılan saatten bir saat erken uyanmanın bir kişinin majör depresyon riskini %23 oranında azalttığı, 26 Mayıs'ta JAMA Psikiyatri dergisinde yayınlanan kapsamlı bir yeni genetik çalışmada kanıtlandı.


Colorado Boulder Üniversitesi, Harvard ve Broad Enstitüsü araştırmacıları tarafından yapılan 840.000 kişinin katıldığı çalışma, kronotipin (bir kişinin belirli bir zamanda uyku eğilimi) depresyon riskini etkilediğine dair en güçlü kanıtlardan birini sunmuştur. Çalışma aynı zamanda, zihinsel sağlığı etkilemek için ne kadar veya çok az değişimin gerekli olduğunu ölçen ilk çalışmalar arasındadır.


Yapılan araştırmada pandemi sürecinde, insanların uyku saatlerinin bozulduğu ve geç saatlere kaydığı, bunun depresyonu artırmada büyük bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir.


"Bir süredir uyku zamanlaması ve ruh hali arasında bir ilişki olduğunu biliyoruz, ancak klinisyenlerden sık sık duyduğumuz bir soru şudur: “İnsanları bir fayda görmek için uyku zamanlamasını ne kadar kaydırmamız gerekiyor?” Bir saatlik daha erken uyku zamanlamasının bile önemli ölçüde daha düşük depresyon riski ile ilişkili olduğunu bulduk.” diye belirtiyor CU Boulder Üniversitesi'nde Fizyoloji profesörü olan Celine Vetter.


Önceki gözlemsel çalışmalar, gece insanlarının, ne kadar uyuduklarına bakılmaksızın, erken kalkanlara göre depresyondan muzdarip olma ihtimalinin iki katı olduğunu göstermiştir. Ancak duygudurum bozukluklarının uyku düzenini bozabileceğinden, araştırmacılar neyin neden olduğunu deşifre etmekte zorlanmışlardır. 2018'de Vetter, "erken kalkanların" dört yıl boyunca depresyon geliştirme olasılığının %27 daha az olduğunu gösteren 32.000 kişiden oluşan büyük ve uzun vadeli bir çalışma yayınladı.


Uyku süresinin daha erken saatlere değiştirilmesinin gerçekten koruyucu olup olmadığı ve ne kadar kaymanın gerekli olduğu konusunda daha net bir fikir edinmek için Iyas Daghlas, biyomedikal veritabanı UK Biobank'tan gelen verileri değerlendirdi. Daghlas daha sonra neden ve etkinin deşifre edilmesine yardımcı olmak için genetik ilişkilerden yararlanan "Mendel Randomizasyonu" adı verilen bir yöntem kullandı.


"Saat geni" olarak adlandırılan PER2 varyantları da dahil olmak üzere 340'dan fazla yaygın genetik varyantın, bir kişinin kronotipini etkilediği bilinmektedir ve genetik, uyku zamanlaması tercihlerimizin %12-42'sini toplu olarak açıklamaktadır.


Araştırmacılar, 850.000 kişi üzerinde yapılan çalışmayla bu varyantlar hakkındaki genetik verileri değerlendirdi. Ankete katılan deneklerin yaklaşık üçte biri "sabah insanları" olarak tanımlandı, %9'u "gece baykuşları" ve geri kalanı ortasındaydı. Genel olarak, ortalama uyku orta noktası sabah 3 idi, yani denekler saat 11'de yattılar ve sabah 6'da kalktılar. Eldeki bu bilgilerle araştırmacılar, genetik bilgilerin yanı sıra anonim tıbbi ve reçeteli kayıtlar ve majör depresif bozukluk tanıları ile ilgili anketler içeren farklı bir örneğe yöneldiler. Yeni istatistiksel teknikler kullanarak, şu soruyu sordular: "Sabah insanı" olmaya yatkın genetik varyantları olanların depresyon riski de daha düşük müydü? Cevap kesin bir evet.


Her bir saatlik erken uyku orta noktası (yatma zamanı ile uyanma zamanı arasında) %23 daha düşük majör depresif bozukluk riskine karşılık geldi. Bu, normalde sabah 1'de yatağa giden birinin gece yarısı yatması ve aynı süre uyuması durumunda, risklerini %23 oranında azaltabileceğini ve eğer akşam 11'de yatarlarsa, yaklaşık %40 oranında azaltabileceğini göstermektedir.


Peki bu etki nasıl açıklanabilir? Bazı araştırmalar, erken kalkmak sayesinde gün boyunca daha fazla ışığa maruz kalmanın, ruh halini etkileyebilecek bir dizi hormonal etkiye yol açtığını göstermektedir.


Daghlas, "Sabah insanları için tasarlanmış bir toplumda yaşıyoruz ve akşam insanları genellikle bu toplumsal saatle sürekli bir uyumsuzluk halindeymiş gibi hissediyorlar." diyor. Erken yatmanın depresyonu azaltıp azaltamayacağını kesin olarak belirlemek için büyük bir randomize klinik çalışmanın gerekli olduğunu vurguluyor. "Ancak bu çalışma, uyku zamanlamasının depresyon üzerindeki nedensel etkisini desteklemeye yönelik kanıtların ağırlığını kesinlikle değiştiriyor." diye de ekliyor.


Kaynaklar ve İleri Okuma

  1. Iyas Daghlas, Jacqueline M. Lane, Richa Saxena, Céline Vetter. Genetically Proxied Diurnal Preference, Sleep Timing, and Risk of Major Depressive Disorder. JAMA Psychiatry, 2021; DOI: 10.1001/jamapsychiatry.2021.0959

  2. https://www.sciencedaily.com/releases/2021/05/210528114107.htm

Comments


bottom of page