Uzayda Kalp Masajı Ne Kadar Etkili?
top of page
Ara

Uzayda Kalp Masajı Ne Kadar Etkili?




Uzay görevleri sırasında kalp durması nadir görülür. Fakat yine de uzay görevlerini aksatma ve bundan daha önemlisi astronotların hayatını tehlikeye düşürme ihtimalleri söz konusudur. Hal böyle olunca da ilk akla gelen soru şu oluyor: Uzayda kalp masajı ne kadar etkili? Yeryüzünde kalp durması durumunda kullanılan CPR (kalp masajı-kardiyopulmoner resusitasyon) tekniklerinin mikrogravite ve hipogravite ortamlarında etkinliği konusu henüz kesin olarak anlaşılamamıştır.


Mikrogravite ve hipogravite ortamlarında kalp masajının etkinliğini incelemeden önce bu kavramları tanıyalım. Mikrogravite, yerçekiminin dünyadakinin milyonda biri seviyesinde olduğu (Uluslararası Uzay İstasyonu gibi) koşulları kapsar. Hipogravite ortamı ise azaltılmış olsa da yerçekiminin bulunduğu koşullardır (Mars ve Ay gibi).


Kalp masajı, resüsitasyon, kardiyopulmoner resüsitasyon, kalp-akciğer canlandırması veya kısa adıyla CPR, kalp krizi geçiren bir kişide kan dolaşımını ve solunum sistemini tekrar çalışır hâle getirmek amacıyla uygulanan acil yöntemlerin bütününe verilen isimdir. Kalp masajında kompresyon (yani sıkıştırma basıncı) 100 ve kompresyon derinliği 1.5-2 inç (yaklaşık 4-5 cm) olmalıdır. Her kompresyondan sonra göğsün yeniden geri çekilmesine izin verilmeli, kompresyon ve relaksasyon (gevşeme) süresi yaklaşık olarak eşit olmalıdır. Kalp masajının etkinliği harici göğüs kompresyonu derinliğine (50-60 mm) ve oranına (100-120/dk), aynı zamanda yeterli göğüs geri tepmesine bağlıdır.


Bilim kurgu filmlerinde havada süzülen, taklalar atan, uçuşan nesneleri yakalamaya çalışan astronotları görmeyeniniz yoktur. Şüphe yok ki, bu havada süzülme durumunun ne kadar eğlenceli olduğunu düşünüp o astronotların yerinde olmak isteyenlerin sayısı da az değildir. Hatta geçtiğimiz günlerde Blue Origin şirketi bu havada süzülme deneyimini birkaç dakikalığına yaşamak isteyen dört yolcudan oluşan turistik bir uzay görevini tamamladı bile. Bu turistik gezilerin yakında eğlence sektörüne hızlı bir giriş yapması beklentisi çoktan oluşmaya başladı. Uzaya giden insan sayısı arttıkça kalp krizi vakalarıyla karşılaşma riski de artacak. Kalp masajının etkinliğinde mikrogravite ortamının astronotlar üzerindeki etkisi de önemli.


Yerçekimi yokluğu kasların ve kemiklerin bozulmasına, bir anlamda erimesine neden olur. Bunun sonucundaysa bir dizi fizyolojik sorun meydana gelir. Uluslararası Uzay İstasyonundaki astronotlar, kas erimesini engellemek için günde en az iki saat egzersiz yapıyorlar. Bu kas erimesinin önüne geçilmesinde önemli derecede başarı sağlıyor fakat kemik zayıflaması ve erimesinin önüne geçmek şu an için mümkün görünmüyor.


Spontan kardiyopulmoner dolaşımın geri dönme olasılığı göğüs kompresyonunun derinliği ile büyük ölçüde ilişkilidir. 40 mm üzeri derinliklerde, hiç müdahale yapılmamasına kıyasla hayatta kalma şansı çok büyük ölçüde artar. Göğüs kompresyonu derinliğini uygulamayı yapan personelin vücut ağırlığı yanında, kas gücü ve deneyimi de etkiler. Hipogravite ve mikrogravite ortamlarında CPR’ı araştıran önceki çalışmalar CPR kalitesini iyileştirmenin bir yolu olarak üst vücut güç egzersizleri yapmayı ve kas kütlesini arttırmayı önermektedir. Astronotların günde 2 saatten fazla egzersiz yapmalarına rağmen uzayda kas atrofisi ve kondisyon kaybı yaşadıkları gerçeğini göz önünde bulundurursak bu öneri yetersiz kalmaktadır.


Mackaill-Russomano Hipogravite CPR yöntemi dahil olmak üzere bazı yeni tekniklerin göğüs kompresyonu derinliklerini iyileştirme açısından umut verici sonuçları gösterilmiştir. Mirograviteden farklı olarak hipogravite ortamlarında bir yerçekimi alanının varlığı, yeryüzü koşullarında uygulanan CPR tekniğinin kullanımını mümkün kılmaktadır. Buna ek olarak hipogravite ortamlarında karşılaşılan temel zorluk, yerçekimi kuvvetindeki azalmanın yeterli kalitede CPR’ın gerçekleştirilmesini zorlaştırmasıdır. Mevcut çalışmalar ilk yardım personelinin vücut ağırlığında bir azalma olduğunda, yeryüzü koşullarındaki göğüs kompresyonu derinliklerine (50-60 mm) ulaşmak için gerekli olan kuvveti uygulayamadıklarını göstermektedir.


Diğer bir sorun ise CPR'ın uzaması durumunda oluşan yorgunluktur. Bu yorgunluk 0,16 G koşullarda (Ay yerçekimi) 1 dakika ve 0,38 G koşullarda (Mars yerçekimi) ise 4 dakikalık bir göğüs kompresyonu uygulaması sırasında ortaya çıkabilir. Mikrograviteye bağlı ilave kardiyovasküler ve kas kondisyonu etkileri de yorgunluk gelişimine katkı sağlar. Bu durum CPR kalitesinde daha büyük bir düşüşe neden olabilir.


Sonuç olarak göğüs kompresyon hızının 120-130/dk'ya yükseltilmesine ve derinliğin > 40 mm düzeye düşürülmesine izin veren CPR teknikleri hipogravite ortamında kullanılabilir.


Kaynaklar ve İleri Okuma






bottom of page