Fetal Gelişim: 9 Ayda Neler Oluyor?
top of page
Ara

Fetal Gelişim: 9 Ayda Neler Oluyor?



Yumurta, döllenmeden sonraki 24 saat içinde birçok hücreye bölünür ve böylelikle “büyüme” diyebileceğimiz süreç başlar. Gebeliğin sekizinci haftasından itibaren embriyodan fetüse evre değişimleri gerçekleşir. Gebelik yaklaşık 40 haftadır. Bu haftalar üç “trimestere” bölünmüştür.


“Çocuk” gelişimini bebeklik döneminde başlayan bir kavram gibi düşünebiliriz ancak doğum öncesi dönem de, gelişim sürecinin önemli bir parçası olarak kabul edilir. Doğum öncesi gelişim, gelecekteki psikolojik gelişim için zemin hazırlayan dikkate değer bir gelişim evresidir. Beyin, doğum öncesi dönem boyunca gelişir; ancak çocukluk döneminin başlarında da değişiklik göstermeye devam edecektir.


Doğum öncesi gelişim süreci üç ana aşamadan oluşur. Gebe kaldıktan sonraki ilk iki hafta “germinal aşama” olarak bilinir, üçüncü ila sekizinci hafta “embriyonik dönem” olarak bilinir ve dokuzuncu haftadan doğuma kadar geçen süre de “fetal dönem” olarak bilinir.


Germinal Evre

Sperm ve yumurta hücresinin iki fallop tüpünden birinde birleşmesiyle başlar. Döllenmiş yumurtaya zigot denir. Gebe kaldıktan sadece birkaç saat sonra, tek hücreli zigot fallop tüpünden uterusa doğru bir yolculuk yapar.


Hücreler, gebe kaldıktan yaklaşık 24 ila 36 saat sonra bölünmeye başlar. Mitoz süreci boyunca zigot, önce iki hücreye; sonra dörde, sekize, on altıya vb. olarak bölünür. Önemli sayıda zigot, hücre bölünmesinin bu erken bölümünü hiçbir zaman geçemez ve sadece tüm zigotların yarısı, iki haftadan daha kısa süre hayatta kalır. Sekiz hücreli noktaya ulaşıldıktan sonra, hücreler farklılaşmaya başlar ve sonunda oluşacak hücrelerin türünü belirleyecek belirli özellikleri alır. Hücreler çoğaldıkça, iki farklı kütleye de ayrılırlar; dış hücreler sonunda plasenta olurken, iç hücreler embriyoyu oluşturur. Fallop tüpünden uterus duvarına yaklaşık bir hafta süren yolculuk sırasında hücre bölünmesi hızlı bir şekilde devam eder. Hücreler, blastokist olarak adlandırılan kitleye dönüşür. Blastokist, her biri vücutta farklı yapılara dönüşen üç katmandan oluşur. Bunlar endoderm (sindirim ve solunum sitemi), mezoderm (kas ve iskelet sistemi) ve ektoderm (deri ve sinir sistemi).


Son olarak, blastokist rahime ulaşır ve implantasyonla rahim duvarına bağlanır. İmplantasyon, hücreler rahim zarına yerleştiğinde ve küçük kan damarlarını yırttığında meydana gelir. Aralarında oluşan kan damarlarının ve zarların bağ dokusu, önümüzdeki dokuz ay boyunca gelişmekte olan bebek için besin sağlayacaktır. İmplantasyon her zaman otomatik ve kesin bir süreç değildir. Araştırmacılar, tüm doğal gebeliklerin neredeyse %60'ının hiçbir zaman uterusa düzgün bir şekilde yerleşmediğini ve bunun da anne gebe olduğunun farkına varmadan yeni hayatın sona ermesiyle sonuçlandığını tahmin ediyor. İmplantasyon başarılı olduğunda, hormonal değişiklikler normal adet döngüsünü durdurur ve pek çok fiziksel değişikliğe neden olur. Bazı insanlar için sigara, alkol veya kahve içmek gibi daha önce zevk aldıkları aktiviteler daha az zevkli hale gelebilir ve muhtemelen bu, yüzlerce yıldır doğanın içinde büyüyen (yaşayan) insan vücudunun kendini ve yaşamını koruma yönteminin bir parçası olabilir.


Embriyonik Evre

Bu noktada, hücre kütlesi artık bir embriyo olarak tanımlanır. Gebe kaldıktan sonraki üçüncü haftanın başlangıcı, hücre kütlesinin bir insan olarak belirgin hale geldiği embriyonik dönemin başlangıcına işaret eder. Embriyonik aşama, beynin gelişiminde önemli bir rol oynar. Gebe kaldıktan yaklaşık dört hafta sonra nöral tüp oluşur. Bu tüp daha sonra omurilik ve beyin dahil olmak üzere merkezi sinir sistemine dönüşür. Nöral tüp, nöral plaka olarak bilinen bir alanla birlikte oluşmaya başlar. Nöral tüpün gelişiminin en erken belirtileri, nöral plakanın her iki yanında oluşan iki çıkıntının ortaya çıkmasıdır.


Gelecekteki birkaç gün içinde, içi boş bir tüp oluşana kadar daha fazla çıkıntı oluşur ve bu çıkıntı içe doğru katlanır. Bu tüp tamamen oluştuktan sonra hücreler merkeze yakın bir yerde konumlanmaya başlar. Bu 3 tüp kapanır ve beyin vezikülleri oluşur. Bu veziküller gelecekte ön beyin, orta beyin ve arka beyin yapıları da dahil olmak üzere beynin bölümlerine dönüşecektir. Dördüncü hafta baş oluşmaya başlar ve hemen ardından; gözler, burun, kulaklar ve ağız oluşur. Kalbe dönüşecek kan damarı nabız atmaya ve beşinci hafta boyunca kolları ve bacakları oluşturacak tomurcuklar ortaya çıkmaya başlar.


Gelişimin sekizinci haftasında embriyo, cinsiyet organları dışındaki tüm temel organlara ve parçalara sahip olur. Bu noktada, embriyo sadece bir gram ağırlığında ve yaklaşık bir inç uzunluğundadır. Embriyonik dönemin sonunda beynin ve merkezi sinir sisteminin temel yapıları oluşturulmuştur. Bu noktada periferik sinir sisteminin temel yapısı da tanımlanır.


Nöronların veya beyin hücrelerinin üretimi, gebe kaldıktan yaklaşık 42 gün sonra başlar ve çoğunlukla gebeliğin ortalarında tamamlanır. Nöronlar, oluşurken beynin farklı bölgelerine göç ederler. Doğru yere ulaştıklarında, diğer sinir hücreleriyle bağlantı kurmaya başlarlar ve temel sinir ağları oluştururlar.


Fetal Evre

Hücre farklılaşması çoğunlukla tamamlandığında, embriyo bir sonraki aşamaya girer ve fetüs olarak adlandırılır. Doğum öncesi gelişimin fetal dönemi, beyinde daha önemli değişikliklere işaret eder. Bu gelişim dönemi dokuzuncu haftada başlar ve doğuma kadar devam eder. Bu aşama inanılmaz bir değişim ve büyüme ile tamamlanır. Embriyonik aşamada, kurulan erken vücut sistemleri ve yapıları gelişmeye devam eder. Nöral tüp beyne ve omuriliğe dönüşürerek nöronları oluşturur. Bu nöronlar oluştuktan sonra, kendilerinin “doğru” olarak gördüğü yerlere göç etmeye başlarlar. Sinapslar veya nöronlar arasındaki bağlantılar da gelişmeye başlar. Dokuzuncu ve on ikinci gebelik haftası arasında (en erken) refleksler ortaya çıkar. Fetüs, kolları ve bacakları ile “refleks” belirtileri gösterir. Gebeliğin üçüncü ayında cinsiyet organları farklılaşmaya başlar. Aynı ayın sonunda vücudun tüm kısımları oluşmuş olur. Bu noktada, fetüs yaklaşık 90 gram ağırlığındadır. Fiziksel büyümenin çoğu gebeliğin sonraki aşamalarında meydana gelmesine rağmen, fetüs hem ağırlık hem de uzunluk olarak büyümeye devam eder.


Üçüncü ayın sonu aynı zamanda gebeliğin ilk üç aylık döneminin de sonunu gösterir. İkinci üç aylık dönemde veya dördüncü ila altıncı aylarda, kalp atışı güçlenir ve diğer vücut sistemleri daha da gelişir. Tırnaklar, saçlar, kirpikler ve ayak tırnakları oluşur. Belki de en belirgin şekilde, fetüsün boyutu yaklaşık altı kat büyür.


Peki, doğum öncesi gelişimin bu önemli döneminde beynin içinde neler olur? Beyin ve merkezi sinir sistemi de ikinci trimesterde daha duyarlı hale gelir. Yaklaşık 28 hafta boyunca beyin, daha hızlı olgunlaşmaya başlar. Yedi aydan doğuma kadar geçen süre boyunca fetüs gelişmeye, kilo almaya ve rahim dışındaki hayata hazırlanmaya devam eder. Akciğerler, kasları nefes almaya hazırlayarak genişlemeye ve büzülmeye başlar. Gelişim genellikle bu normal modeli takip ederken, doğum öncesi gelişimle ilgili sorunların ortaya çıktığı zamanlar vardır. Hastalık, yetersiz beslenme ve diğer doğum öncesi etkiler, beynin bu kritik dönemde nasıl geliştiği üzerinde güçlü bir etkiye sahip olabilir.



İlk 3 Aylık Dönem

İlk üç aylık dönem, gebe kaldıktan sonraki 12 haftaya tekabül eder. Bu üç aylık dönemde, bebek küçük bir hücre grubundan, bebeğin özelliklerine sahip olmaya başlayan bir fetüse dönüşecektir.


1. Ay (1-4. Haftalar)

Döllenmiş yumurta büyüdükçe etrafında su geçirmez bir kese oluşur ve yavaş yavaş sıvıyla dolar. Buna “amniyotik kese” denir ve büyüyen embriyonun yastıklanmasına yardımcı olur. Bu süre zarfında plasenta da gelişir. Plasenta, besinleri anneden bebeğe aktaran ve bebekten atıkları aktaran yuvarlak, yassı bir organdır. Plasentayı gebelik boyunca bebek için bir besin kaynağı olarak düşünebiliriz.


Bu ilk birkaç haftada, gözler için büyük koyu halkalarla ilkel bir yüz şekillenir. Ağız, alt çene ve boğaz gelişir. Kan hücreleri şekillenir ve dolaşım başlar. Küçük "kalp" tüpü, dördüncü haftanın sonunda dakikada 65 kez atar. İlk ayın sonunda bebek yaklaşık 1/4 inç uzunluğundadır, yani bir pirinç tanesinden daha küçüktür.


2. Ay (5-8. Haftalar)

Bebeğin yüz hatları gelişmeye devam eder. Her kulak, başın yanında küçük bir deri kıvrımı olarak yer alır. Sonunda kollara ve bacaklara dönüşen minik tomurcuklar oluşturur. El ve ayak parmakları ve gözler de oluşur.


Nöral tüp (beyin, omurilik ve merkezi sinir sisteminin diğer nöral dokuları) şimdi daha iyi meydana gelmiştir. Sindirim sistemi ve duyu organları da gelişmeye başlar. Kemik, kıkırdağın yerini alır. Bu noktada bebeğin kafası vücudunun geri kalanıyla orantılı olarak büyüktür. Yaklaşık 6 haftada bebeğin kalp atışı genellikle tespit edilebilir. 8. haftadan sonra bebeğe embriyo yerine fetüs denir. İkinci ayın sonunda ise bebek yaklaşık 1 inç uzunluğunda ve 30 gram ağırlığındadır.


3. Ay (9-12. Haftalar)

Bebeğin kolları, elleri ve ayakları, parmaklarıyla birlikte tam olarak oluşmuştur. Bu aşamada bebek yumruklarını ve ağzını açıp kapamak gibi hareketler yaparak bir nevi “keşif” sürecine çıkar. El ve ayak tırnakları gelişmeye ve dış kulaklar oluşmaya başlar. Diş etlerinin altında dişlerin başlangıcı oluşur. Bebeğin üreme organları da gelişir ancak cinsiyetini ultrasonda ayırt etmek zordur.


Üçüncü ayın sonunda bebek tamamen şekillenmiştir. Tüm organlar ve uzuvlar (ekstremiteler) mevcuttur ve işlevsel hale gelmek için gelişmeye devam edecektir. Bu sırada bebeğin dolaşım ve idrar sistemi de çalışır ve karaciğer safra üretir. Bu ayın sonunda bebek yaklaşık 4 inç uzunluğunda ve 1 ons ağırlığındadır. Bebeğin en kritik gelişimi gerçekleştiğinden, düşük yapma şansı üç ay sonra önemli ölçüde düşer.


İkinci Üç Aylık Dönem

Gebeliğin bu orta bölümü, genellikle bu deneyimin en iyi kısmı olarak görülür. Bu zamana kadar herhangi bir sabah, bulantıyla birlikte erken gebeliğin rahatsızlıkları ortadan kalkmıştır.


Bebeğin bu ay içinde yüz hatları gelişmeye başlayacaktır. Hatta bu dönemde, bebeğin rahim içindeki dönüş hareketi hissedilmeye başlanır. Bu üç aylık dönemde birçok insan bebeğin cinsiyetini öğrenir.


4. Ay (13-16. Haftalar)

Bebeğin kalp atışı artık doppler adı verilen bir alet aracılığıyla duyulabilir. El ve ayak parmakları rahatlıkla tanımlanabilir. Göz kapakları, kaşlar, kirpikler, tırnaklar ve saçlar oluşur. Dişler ve kemikler daha yoğun hale gelir. Bebek başparmağını emebilir, esneyebilir ve hatta surat bile yapabilir.


Sinir sistemi çalışmaya başlar, üreme ve cinsel organlar artık tamamen gelişmiştir. Bu evrede bebek, artık doktor tarafından ultrasonda kolaylıkla fark edilir. Dördüncü ayın sonunda yaklaşık 6 inç uzunluğunda ve 4 ons ağırlığındadır.


5. Ay (17-20. Haftalar)

Bu aşamada bebeğin hareketi hissedilmeye başlanır. Bebeğin kasları gelişmeye ve bu kasları çalıştırmaya başlar. Bu süreçte gerçekleşen ilk harekete hızlanma denir ve bir titreme gibi hissedilebilir. Bebeğin kafasında saç çıkmaya başlar. Bebeğin omuzları, sırtı ve şakakları lanugo adı verilen yumuşak ince bir tüyle kaplıdır. Bu tüy bebeği korur ve genellikle bebeğin yaşamının ilk haftasının sonunda dökülür.


Bu dönemde bebeğin cildi, “vernix caseosa” adı verilen beyazımsı bir kaplama ile kaplıdır. Bu "sevimsiz" maddenin bebeğin cildini amniyotik sıvıya uzun süre maruz kalmaktan koruduğu düşünülmektedir. Bu kaplama doğumdan hemen önce dökülür. Beşinci ayın sonunda bebek yaklaşık 10 inç uzunluğunda ve 1/2 ila 1 pound ağırlığında olacaktır.


6. Ay (21-24. Haftalar)

Bu aşamada, bebeğin cildi kırmızımsı renkte ve kırışıktır. Hatta damarlar, bebeğin yarı saydam cildinden kolaylıkla görülebilir. Bebeğin el ve ayak parmak izleri bile görülebilir. Bu aşamada göz kapakları çözülmeye ve gözler açılmaya başlar.


Bebek nabzı artırarak ya da azaltarak seslere tepki verir. Bebeğin hıçkırdığında sarsılma hareketleri kolaylıkla hissedilir. Eğer bebek erken doğarsa 23. haftadan sonra yoğun bakımla hayatta kalabilir. Altıncı ayın sonunda bebek, yaklaşık 12 inç uzunluğunda ve 2 kilo ağırlığındadır.


7. Ay (25-28. Haftalar)

Bebek olgunlaşmaya ve vücut yağ rezervlerini geliştirmeye devam eder. Bu noktada bebeğin işitme duyusu tamamen gelişmiştir. Bebek sık sık pozisyon değiştirir ve ses, ağrı ve ışık dahil olmak üzere uyaranlara yanıt verir. Amniyotik sıvı azalmaya başlar. Erken doğarsa, bebek muhtemelen yedinci aydan sonra hayatta kalacaktır. Yedinci ayın sonunda bebek yaklaşık 14 inç uzunluğunda ve 2 ila 4 pound ağırlığındadır.


8. Ay (29-32. Haftalar)

Bebek yine olgunlaşmaya ve vücut yağ rezervlerini geliştirmeye devam eder. Ayrıca bebek daha çok tekmelemeye başlar. Bebeğin beyni bu dönemde hızla gelişir ve görebiliyor ve duyabiliyor duruma gelir. Çoğu iç sistem iyi gelişmiştir ancak akciğerler hala olgunlaşmamış olabilir. Bebek yaklaşık 18 inç uzunluğunda ve 5 pound ağırlığındadır.


9. Ay (33-36. Haftalar)

Akciğerler bu noktada tam olarak gelişmeye yakındır. Bebeğin refleksleri, göz kırpabilmesi, gözlerini kapatması, başını çevirmesi, sıkıca kavrayabilmesi ve seslere, ışığa ve dokunmaya tepki verebilmesi için koordine edilmiştir. Bebek bu evrede yaklaşık 17 ila 19 inç uzunluğunda ve 5 pound ila 6 pound ağırlığındadır.


10. Ay (37-40. Haftalar)

Bu son ayda gebe olan kadın, ne zaman dilerse doğum yapabilir. Yer darlığından dolayı bebek daha az hareket eder. Bu noktada, bebeğin konumu doğuma hazırlanmak için değişmiş olabilir. İdeal olarak, bebek rahmin içindedir. Bu nedenle, bebek pelvise düşerken ve doğuma hazırlanırken bu son dönemde rahatsız hissedilebilir. Bebek bu noktada dünya ile tanışmaya artık hazırdır. Bebek yaklaşık 18 ila 20 inç uzunluğunda ve 7 kilo ağırlığındadır.


“Beyin gelişimi doğumla bitmez. Yapı değişirken boyut ve hacim büyümesi de dahil olmak üzere, doğum sonrası önemli miktarda beyin gelişimi gerçekleşir. Beyin, doğum ve okul öncesi dönem arasında dört katına çıkar. Çocuklar öğrendikçe ve yeni deneyimler yaşadıkça, beyindeki bazı ağlar güçlenirken, diğer bağlantılar budanır.” Verywell


Kaynaklar ve İleri Okuma

  1. My Cleveland Clinic, Health Article, Fetal Development Stages of Growth.

bottom of page